• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.twitter.com/kelkitliengin1
  • https://www.instagram.com/samsunhematoloji
  • https://www.youtube.com/channel/UCS3d-dJ0V7pH2jiFdvuyI4g


Prof.Dr.Engin
K E L K İ T L İ

MM tedavisi için ideal üçlü veya dörtlü rejimler

Çoklu miyeloma tedavisi için ideal üçlü veya dörtlü rejimlerin, hastanın durumuna ve hastalığın risk faktörlerine göre belirlendiğini göstermektedir.

 

Multiple miyeloma tedavisi için ideal üçlü veya dörtlü rejimlerin, hastanın durumuna ve hastalığın risk faktörlerine göre belirlendiğini göstermektedir.

  • Hastanın kırılganlığı ve altta yatan genomik risk, tedavi seçiminde önemli faktörlerdir. Yaş ve komorbiditeler gibi faktörler hastanın belirli bir tedavi rejimini tolere etme yeteneğini etkiler. Yüksek riskli genetik özellikler, daha yoğun bir tedavi stratejisi gerektirebilir.
  • Çoğu hasta için mevcut standart yaklaşım, dörtlü bir rejim kullanmaktır. Bu rejim tipik olarak bir anti-CD38 monoklonal antikoru, bir proteazom inhibitörü, bir immünomodülatör ilaç ve deksametazon içerir.
  • Dörtlü tedavi tolere edilemiyorsa veya hasta nakil için uygun değilse, anti-CD38 monoklonal antikorlar ve lenalidomid içeren üçlü bir rejim düşünülebilir.
  • İsatuksimab (bir diğer anti-CD38 monoklonal antikor) içeren rejimler de son Faz 3 çalışmalarında benzer faydalar göstermiştir.
  • Karfilzomib içeren rejimler daha derin yanıtlar verse de, artan toksisite nedeniyle iyileştirilmiş sağkalım sonucu göstermemiştir. Ancak, karfilzomib içeren dörtlü rejimler, bortezomib kullanılamadığında bir seçenek olabilir.
  • Yaşlı ve kırılgan hastalar için başlangıçta iki ilaçlı bir rejim düşünülebilir ve hastanın durumu düzeldikçe üçüncü bir ilaç eklenebilir.
  • Böbrek yetmezliği olan hastalarda, lenalidomid kullanımı zor olabilir. Bu durumlarda, daratumumab, bortezomib, siklofosfamid ve deksametazon gibi rejimler iyi sonuçlar vermiştir. Böbrek fonksiyonu iyileştikten sonra siklofosfamid lenalidomid ile değiştirilmelidir.
  • Hacimli ekstramedüller hastalığı veya plazma hücreli lösemisi olan hastalar için, hızlı hastalık kontrolü için geleneksel sitotoksik kemoterapi ilaçlarının kombinasyonları gerekebilir. Hastalık kontrol altına alındıktan sonra, bu hastalar daha sonra yukarıda açıklanan daha modern bir dörtlü rejime geçebilirler.
  • Eş zamanlı hafif zincir amiloidozu olan hastalarda, özellikle kardiyak tutulumda, lenalidomid kullanımı artan komplikasyonlarla ilişkilendirilmiştir. Bu durumda, daratumumab ve bortezomib, siklofosfamid ve deksametazon kombinasyonu başlangıçta hastalık kontrolü için kullanılabilir.

Sonuç olarak,  ideal üçlü veya dörtlü rejimler, her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır. Tedavi kararları verilirken hastanın yaşı, genel sağlık durumu, hastalık özellikleri ve tedaviye yanıtı dikkate alınmalıdır.

Yeni Tanı Konulan Multipl Myelomda Genetik Anormalliklerin Risk Belirlemedeki Rolü

Genetik anormallikler, yeni tanı konulan multipl myelom (MM) hastalarında hastalığın risk derecesini ve prognozunu belirlemede önemli bir rol oynar. Kaynaklar, genetik anormalliklerin tedavi seçimini ve genel tedavi stratejisini nasıl etkilediğini açıklamaktadır.

Genetik Anormalliklerin Kategorileri:

  • Yapısal ve sayısal anormallikler: Bu anormallikler floresan in situ hibridizasyon (FISH) testi ile tespit edilir ve klinik pratikte yaygın olarak kullanılır.
    • Yapısal anormallikler arasında en yaygın olanı, 14. kromozomdaki Ig ağır zincir lokusunu içeren translokasyonlardır. Bu translokasyonlar genellikle 4, 6, 11, 16 ve 20. kromozomları içerir.
    • Sayısal anormallikler arasında ise trizomiler (tek sayılı kromozomların fazladan kopyalarının bulunması) bulunur ve hastaların yaklaşık %40'ında görülür.
  • Bireysel genlerdeki mutasyonlar: Bu mutasyonlar saflaştırılmış tümör hücrelerinin genetik dizilemesi ile tespit edilir, ancak bu yöntem şu anda klinik pratikte yaygın olarak kullanılmamaktadır.

Risk Kategorileri:

  • Standart risk: Hiperdiploidi (tipik olarak trizomiler) ve t(11;14) translokasyonu gibi genetik anormallikleri içerir.
  • Yüksek risk: İzole yüksek riskli translokasyonlar (t(4;14), t(14;16), t(14;20)), izole 1q kazanımı veya amplifikasyonu veya 1p delesyonu, yüksek plazma hücresi proliferasyon oranı ve %5'ten az dolaşan plazma hücresi gibi faktörleri içerir.
  • Ultra yüksek risk: İki veya daha fazla yüksek riskli genetik belirteç, Del17p veya TP53 mutasyonu, bialelik 1p delesyonu, t(4;14), t(14;16), t(14;20) ile 1q veya del 1p, plazma hücreli lösemi ve yumuşak doku ekstramedüller hastalığı gibi faktörleri içerir.

Genetik Anormalliklerin Tedavi Üzerindeki Etkisi:

Her ne kadar genetik anormallikler tek başına belirli bir ilacı dikte etmese de, yüksek riskli özelliklerin varlığının genel tedavi stratejisini etkilediğini vurgulamaktadır. Yüksek riskli hastalarda, en derin olası yanıtı elde etmek için dörtlü kombinasyonlar kullanılabilir ve otolog kök hücre nakli (ASCT) yapılabilir. Artan kırılganlık ise, daha az yoğun üçlü veya ikili rejimlerin kullanılmasını gerektirir.

Sonuç:

Yeni tanı konulan multipl myelomda risk belirlemede genetik anormalliklerin rolü çok önemlidir. Hastalığın seyri ve prognozu, mevcut genetik anormalliklere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Bu nedenle, tedavi stratejisinin belirlenmesinde ve hastanın prognozunun değerlendirilmesinde genetik anormalliklerin dikkatlice değerlendirilmesi gerekir.

 

 

11 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Hematology Journal
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam81
Toplam Ziyaret119756
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365